Paylaş
Önce polis, organize suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’a operasyon yaptı. Sonra bir gizli tanık üzerinden AK Parti’ye ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya karşı operasyon yapıldı.
O nedenle ilk günden itibaren hükümete karşı darbe girişimi mi, yoksa mafyanın siyasete operasyonu mu diye soruyorum.
Bu olayda üç kritik halka var.
Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütünün iki numaralı ismi olan Serdar Sertçelik’in yurtdışına kaçması.
Çok açık ve net olarak belirteyim ki; Serdar Sertçelik’in gizli tanık olarak Kıbrıs’tan Türkiye’ye getirilmesi başta olmak üzere baştan sona skandalla dolu bir olay.
YAKALAMA EMRİ 9 GÜN SONRA
Hürriyet’in başarılı yargı muhabiri Mesut Hasan Benli’nin haberinden Serdar Sertçelik’in yurtdışına kaçtıktan 9 gün sonra yakalama emrinin çıkarıldığını öğrendik.
Serdar Sertçelik ayağında elektronik kelepçe ile Ankara’nın içinde tur atmış. Mesut Hasan Benli’nin haberinde sinyal ihlalleri tarihleriyle yer alıyor. Bir koruma kalkanı altında hareket etmiş.
OPERASYON ARACI OLDU
Tabii en büyük olay ise ayağında elektronik kelepçe olduğu halde bir polisin eşliğinde Türkiye’den kaçması.
Daha ne olsun?
Serdar Sertçelik yurtdışına kaçtı. Şimdi FETÖ ve CIA’nın kontrolünde Türkiye’ye yönelik bir operasyon aracına dönüştü.
AK PARTİLİ SİYASETÇİLER
Bu olayda ikinci en önemli olay ise AK Partili siyasetçilerin isimlerinin eklenmesi iddiasıydı. Serdar Sertçelik yurtdışına çıkarıldıktan sonra ilk operasyonunu çekti. AK Parti’de bir iç savaş çıkarmak, böylece İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı harcamak için düğmeye basıldı. Önüne konulan yazılı metni okuyarak AK Parti’nin önemli isimleri Bekir Bozdağ, Abdulhamid Gül, Fahrettin Koca ve Süleyman Soylu’nun isimlerini vermesi için polis müdürlerinin kendisine telkinde bulunduğunu iddia etti.
ERDOĞAN’A MESAJ
Burada kritik isim ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’dı. Hasan Doğan demek Erdoğan demekti. Erdoğan’a, “Burada asıl hedef sizsiniz. Çetelerle mücadele ediyoruz denilerek AK Parti ve siz hedef alınıyorsunuz” mesajı verilmek istendi.
Bu iddianın doğru çıkması demek darbe girişimi demekti.
Geçmişte Menderes’e karşı yapılan ‘9 Subay Olayı’, Erdoğan’a karşı girişilen 17-25 Aralık darbe girişimini çağrıştıran bir durumdu.
ERDOĞAN ÇERÇEVEYİ ÇİZDİ
Bu iddiayı operasyonun başından itibaren bazı gazeteciler ileri sürdü ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup konuşmasında dile getirince siyasi bir boyut kazandı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan başından itibaren o noktada değildi. İlgili bakanlardan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’dan bilgi aldıktan sonra AK Parti grubunda yaptığı konuşmada, “Son dönemde meydana gelen her hadiseyi tüm boyutlarıyla, en ince detayına kadar takip ediyoruz.
Kanunun dışına çıkan; hatası, kastı veya marazı olan kim varsa hukuk zemininde hesabını mutlaka soruyoruz. Ülke ve millete karşı vazifesini yapmanın hiçbir bahanesi olmaz” dedi.
Erdoğan’ın çizdiği çerçeve önemliydi.
İktidar olduğu günden bu yana kaç muhtırayı, kaç darbe girişimini başarısızlığa uğratan Erdoğan, herhalde neyin darbe neyin mafyaya karşı operasyon olduğunu bilebilecek kadar deneyim sahibidir.
SÜRPRİZLERE HAZIR OLUN
Darbe iddiası gibi çok hassas bir konu olduğu için ilk andan itibaren serinkanlı olunmasını, bir operasyona alet olunmamasını, müfettişlerin ve savcının yapacağı soruşturmanın sonucunun beklenmesi gerektiğini yazdım. Ulaştığım bilgiler doğrultusunda “Sürprizlere hazır olun” diye uyarıda bulundum.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı Müfettişleri, Serdar Sertçelik’in açıklamaları üzerinden gündeme getirilen “darbe girişimi” iddialarına dair soruşturmasını tamamladı.
Yapılan soruşturma sonucunda darbe iddialarını destekleyecek bulgulara ulaşılamadı.
TUTUKLANMA GEREKÇELERİ
1- Savcılık, polis şeflerini mahkemeye “Yargı görevini yapan bilirkişi veya tanığı etkilemeye teşebbüs, suçluyu kayırma” ve “Kamu görevine ilişkin sırrın ifşası” gerekçesiyle sevk etti. Mahkeme bu gerekçelere dayalı olarak tutuklama kararı verdi.
TESPİT EDİLEMEDİ
2- Ama bunların arasında “darbe girişimi” şüphesi yok.
Zaten Serdar Sertçelik, bu iddiaları yurtdışına kaçtıktan sonra Alman İstihbaratı’yla ilişkisini itiraf eden gazeteci Erk Acarer’le yaptığı yayında öne sürmüştü. Tek yanlı bir iddiaydı. Ancak polis şefleri, Serdar Sertçelik’le yaptıkları telefon görüşmelerini kayda almışlar. Telefon görüşmesinin kayıtları incelendiğinde Serdar Sertçelik’ten AK Partili siyasetçilerin isimlerini eklemesi yönünde bir konuşma tespit edilemedi. Bu durumda darbe iddiasını ortaya atanlara ‘ne oldu’ diye sormak gerekmez mi?
SES KAYITLARINA EKLEME YAPILDI MI
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporunda, “Söz konusu ses kayıtlarında ekleme ve çıkarma gibi işlem yapılmamıştır” deniliyor.
Görüşmelerde devlet memurluğuyla bağdaşmayacak davranışlarda bulunulduğu ifade ediliyor. Raporda, Serdar Sertçelik’in baskı ve tehditle gizli tanık yapıldığı, usule aykırı olarak ifadesinin alındığı ve ifadesinin yönlendirilmeye çalışıldığı iddiasına yer verilmiş.
“Serdar Sertçelik’in Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili yürütülen soruşturma sürecinde baskı ve tehditle şahsın gizli tanık yapıldığı, usule aykırı olarak ifadesinin alındığı ve ifadesinde yönlendirilmeye çalışıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, yakalama, gözaltına alma ve ifade alma işlemlerinin mevzuata uygun olarak gerçekleştiği kanaatine varılmıştır” deniliyor.
DARBE İDDİASI DOĞRULANMADI
Zaten polis şefleri darbe amacıyla cunta oluşturma suçunu düzenleyen TCK 316. maddeden tutuklanmadılar.
Geldiğimiz noktada polis şeflerinin mafyayı kullanarak AK Parti’ye yönelik bir darbe girişiminde bulunduğu iddiası savcılık ve müfettişlerin yaptığı soruşturma sonucunda tespit edilemedi. Ama mafyanın AK Parti’ye operasyon çekmeye çalıştığı iddiası geçerliliğini koruyor.
AYHAN BORA KAPLAN TAHLİYE EDİLECEK Mİ
Bu olayın üçüncü halkasını ise Ayhan Bora Kaplan’la ilgili dava oluşturuyor. Bu gelişmelerin en çok Ayhan Bora Kaplan’a yaradığı anlaşılıyor. Gizli tanıklar ifadelerini geri çekti. Müştekilerden vazgeçenler oldu. Ayhan Bora Kaplan’ı yurtdışına kaçmak üzereyken Esenboğa Havaalanı’nda yakalayan polis şefleri ise medya tarafından bilinçli bir şekilde linç edildi. Neredeyse mafya liderini neden yakaladınız diye sorguya çekilmedikleri kaldı. Sonuç itibarıyla bu durumda Ayhan Bora Kaplan’ın morali tavan yaptı. Özgüveni yerine geldi. Öyle ki, hâkime “Bir tanem” diyecek seviyeye ulaştı.
Artık mahkemenin vereceği ara kararla tahliye edilmeyi bekliyormuş.
Ayhan Bora Kaplan’ı yakalayan polisler tutuklanmışken, Ayhan Bora Kaplan bir de tahliye olursa operasyon amacına ulaşmış olur.
Paylaş